Ve boylece seneler gecti, geciyor. Yaslandigini senden evvel vucudun anliyor. Basamaklari cika cika kirkina basiyorsun; sonra elli, elli bes, derken altmis oluyorsun…
Her on senede bir durup geriye bakiyorum. Yurumeye, yola devam etmeye mecburum. Harflerden bir saray yaptim kendime. Koridorlari ask, duvarlari ask, taht odasi ask… Sufi olmayana pek karmasik gorunur bu dunya. Cok sahisli, surtusmeli ve tartismali… Halbuki bunca karmasa tek bir kelimede sakli. Kelime harfte sakli. Harf noktada sakli. B’nin altindaki noktada… Bu suurla bizler gece gunduz sema ediyoruz. Savaslarin, kardes kavgalarinin, yanlis anlamalarin, kalp kirikliklarinin, aclik ve sefaletin, magduriyet ve adaletsizliklerin ortasinda, her seyi kapsayip kucaklayarak ama hicbir seye degmeden donuyoruz ebediyen. Butun cihan cayir cayir yansa, yer gok kizila boyansa, saraylari seller alsa, bir padisah gidip bir baskasi gelse, bizim icin fark etmez. Elemde, nesede, umitte ve yeiste, hem tek basimiza hem hep beraber, hem usulca hem sonsuz bir hizla, su gibi akarcasina doneriz semada. Dizlerimize kadar kendi kanimiza batsak bile vazgecmeyiz Ask’a donmekten, Ask’a secde etmekten.

No comments:

Post a Comment