Scene 1 : In the Cave… - Sahne 1: Magarada...

Oh hello little dears, - Merhaba kucuk sevimli seyler,

come over here to me… - buraya bana dogru gelin...

Caaawww caaawwwwwww - Caaavvv caaavvvvvvv

If I speak like this, - Bu sekilde konusursam,

I might caaaaausse a stttiiirrrr - Belki birrr seyleri harekete gecirebilirimmmm

I might make something - Beklenmedik bir seyin olmasina

unexpected happen. - sebep olabilirim.

When I curl my lips - Dudaklarimi oynatinca

sometimes I feel electricity - bazen bir elektrik akimi hissediyorum

buzz down my moustache hairs. - biyiklarimin altinda vizildayan.

My voice has power - Sesimin birseyleri gercege donusturebilen

to make things become real. - bir gucu var.

,,

I have lived here - Ben orada yasadim

for a while. - bir sureligine.

How long I can’t remember. - Ne kadar sure oldugunu hatirlamiyorum.

I can feed on what - Etrafimda nelerin var oldugunu

is around me here. - hissedebiliyorum.

The rock and water - Kayalar ve su

sustains me. - beni besliyor.

I eat the spirit. - Ben ruh ile besleniyorum.

Time is different, - Zaman farkli bir hal almis,

I see things in shades, - Herseyi golgeler halinde goruyorum,

everything colours everything. - hersey herseye renk veriyor.

,,,

I need to move - Buradaki bazi taslari

some rocks around this plaaaace. - yerinden oynatmaliyiiim

It is out of order, - Hersey karmakarisik,

but when you make one change - ama ne zaman bir seyi degistirirsen

another might happen. - baska birseye neden olabilirsin.

I sit here in the middle - Burada herseyin ortasinda oturuyorum

of the energy watershed. - butun enerjilerin ayrildigi noktada.

If I change something here, - Burada bir seyi degistirecek olursam,

people will get strange urgings. - insanlar garip seyler arzulayabilir.

A magnetic draw - Bir miknatisin iki kutba dogru olan

out of their pores - cekim gucu gibi

Making mist pour - Onlarin gozbebeklerinden

out their eyeballs. - buhar akimlari cikabilir.

,,,

The imaginary stems - Hayal urunu olan seyler

from a spring near by. - bir pinarin ucundan yukseliyor.

As it flows out from here - Onlar buradan yukselirken

I can cradle each stream, - Ben her buhar parcacigini kucakliyorum,

curve it around. - ve kendi etrafinda donduruyorum.

Every corner of this continent - Bu kitanin her bir kosesi

is fed by this. - bununla besleniyor.

The water you drink - Ictigin suya

I have touched. - ben dokundum.

..

Scene 2 : Dream Spell… - Sahne 2: Ruya Buyusu...

Come with me down to paradise, - Gel benimle cennete dogru,

bring all your things, - herseyini beraberinde getir,

leave nothing behind. - arkanda hic birsey birakma.

Embrace the full power, - Butun enerjini kucakla,

release your inhibitions, - butun engelleri ortadan kaldir,

let the waters take you into - izin ver sularin akintisi seni

a blue ecstasy. - mavi bir vecde gotursun.

Let freedom flow through - Izin ver ozgurluk ellerinden

your hands. - akip gitsin.

Your toes tingle, - Ayaklarin huzurla ve keyifle,

in comfort and bliss, - karincalanacak.

they sing to you - onlar sana bir zamanlarin sarkisini soyleyecekler

of a time when there were no - coraplarin ve ayakkabilarin daha var olmadigi

socks or shoes. - bir zamanin.

Leave nothing behind - Arkanda hic birsey birakma

Don’t forget your luggage - Valizini de unutma,

you will always need it. - cunku ona her zaman ihtiyacin olacak.

,,

Where we go is bright. - Gidecegimiz yer aydinlik.

Your body will be crushed - Vucudunun her zerresi sikisacak

by the waters, - sularin akintisi ile,

taken into a secret place, - gizli bir yere goturuleceksin,

you will be transformed. - bir donusum gecireceksin.

,,

What will you see - Kafanin icinde

in your mind, - neler goreceksin,

when you are totally different? - hersey eskisinden tamamen farkli oldugunda?

Nothing will look the same - Hic birsey gozune ayni gozukmeyecek

after you cross over. - bu karsilasmadan sonra.

Imagine the potential! - Olabilecekleri hayal et!

A new state of mind, - Yeni bir ruh hali,

no one will ever again - bundan sonra hic kimse

recognize you. - seni taniyamayacak.

..

Scene 3 : Casino Place… - Sahne 3: Kumarhane'de...

BUILD IT UP! - DOLDUR!

Fill my bank bank bank - Banka mi parayla doldur parayla

Hee hee! - Ha ha!

I like to be rich and richer. - Daha cok, daha cok zengin olmak istiyorum.

I can hear, beautiful droplets, - Dolan paralarin guzel sesini duyuyorum,

speckles of wealth and power. - cil cil zenginlik ve gucu esinlendiriyor.

I never walk to the bank, - Ben hicbir zaman bankaya yurumem,

I only slide down - Oraya sadece bir dag buzulunun ustunden

a glacier to get there. - kayarak inerim.

I’ve built one - Onu ben insa ettim

onto my largest casino. - sahip oldugum en buyuk kumarhanemin ustune.

All year I cool an - Butun bir sene boyunca,

ice palace - etrafimda bulunan isiyi donusturerek

using thermal inversion. - buzdan bir saray insa ederim.

It is arranged for - Ici misafirlerin

the freedom of its guests, - istekleri oraninda duzenlenmistir,

for them to do - onlar kendilerini memnun edecek

whatever they please, - herseyi yapabilsinler diye,

to sleep in late, - gece yataga gec girmek

whatever. - gibi.

Between the rooms, - Odalarin arasinda,

large ice mirrors - buzdan buyuk aynalar var

are the perfect vanities. - mukemmel gosterisli.

Mirrors into different - Bunlar oldugundan farkli gosteren

ways of being. - aynalar.

,,

In the city, - Sehrin icinde,

I have arranged in perfect order - Butun mal ve mulkum mukemmel bir duzen

all my properties. - icindedir.

You can travel between them - Aralarinda tunellerle dolasarak

though tunnels, - seyahat edebilirsin,

it is a fun factory, - eglenceli bir fabrika gibi,

a place to live - en cilgin dileklerini

your wildest wishes, - yasayabilecegin bir yer,

throw caution to the wind, - ruzgara karsi ihtiyatli,

and embrace the future. - gelecegi kucaklayabilecegin bir yer.

Never mind yesterday, - Gecmisi dusunme,

you are new today. - sen bugun yeni birisin.

..

Scene 4 : Space Travel - Sahne 4: Uzay Yolculugu

I’m filling packets of green - Bir yigin yesil

nutritious jell-o - jole uzerinde

for long term travel. - yolculuga cikiyorum.

We could escape and return - Buradan kacip daha sonra

with solar bounty - gunesin comertligiyle geri donebiliriz.

Imagine drips of yellow rays - Alt dudagindan damlayan

falling down your bottom lip. - sari gunes isinlarini hayal et.

They are very tasty. - Onlarin tadina doyum olmaz.

,,

I will send someone, - Eger gunesin enerjisini yakalayabilirsem,

if I could trap the sun’s energy, - oraya birini gonderecegim,

there are limitless possibilities. - orada sonsuz olanaklar var.

Go nowww! - Git simdi!

Fly on solar winds, - Gunesli ruzgarlarda savrul,

and taste asteroid dust. - ve kucuk gezegenlerin tozunu yut.

It will provide your mind - Ben aklinin butun iplerini

with an edge. - salacagim.

,,

There is a crisis brewing, - Bir kriz patlak vermek uzere,

if you dig down, - eger yeterince derine kazarsan,

you might find - henuz islenmemis bir ic cekis

an untapped sigh, - bulabilirsin,

another potential source. - bir baska aciga cikmamis kaynaklardan biri.

Sprinkle star dust on - Yildiz tozlari serpistir

the roots of a tomato, - Bir domatesin kokleri uzerine,

feed it to your unrequited love. - ve karsilik gormeyen sevgini doyur.

No comments:

Post a Comment