Eger bunca zamandir bizi bir arada tutan herhangi bir bag varsa, bunun sevgi oldugunu sanmam; ne de dostluk ya da guven. Iki ayri kelebegin, diger yarisini yitirmis tekes tukes kanatlari bir koleksiyoncunun buyuteci altinda yan yana tutuldugunda ne kadar uyumlu olabilirse, Ethel ile ben de o kadar uyumluyuzdur iste. Bicimler ve yarimsarliklar neredeyse tipatip ayni; ama desenler ve renkler tamamen farkli. Senelerdir ruzgar musait oldukca bir araya gelir ama bir araya gelmekle bir kez olsun birbirimizi tamamlamaz ya da ortaya anlamli bir butun cikarmayiz. Onu bir ay gormesem ozlemem, yoklugunu bile hissetmem muhtemelen; ama bir ay sonra gorustugumuzde, beraber vakit gecirmekten en ufak bir sikinti duymam, yanindan erken ayrilmayi aklimin ucundan dahi gecirmem. Bazi seyler nasil olduklari seyden ibaret iseler, Ethel'de Ethel'dir iste. Buna ragmen, ya da tam da bu sebepten, hic kimseyle gorusmedigim kadar sik gorusur, kimseyle paylasmadigim kadar cok sey paylasirim onunla. Senelerdir boyle. Bu kagsamis iliski belki daha uzun seneler boyu boyle devam eder, belki de kan toplamis bir tirnak gibi, bir gun kendiliginden dusuverir. Bazen merak ediyorum, boyle bir sey oldugu takdirde, tirnagin dustugunu once hangimiz fark edecek ve tabii ne kadar zaman sonra?
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment